Bir çocuk için en agır yük, ebeveynlerinin yasayamadıkları hayatlarıdır.
Carl Gustav Jung

İlyas Salman'ın köyden memur oldugu yere ugurlanırken babasının ona söyledikleri 'oglum dürüstlükten ve millete hizmet etmekten yüzünü çevirmeyesin'. Bu bir yesilçam repligi. Baba oglunu dar bir sekilde sınırlandırıcı, zorlayıcı, bu eylemi yapmadan olmaz dedirtecek bir BEKLENTİ ile yüklemiyor. Halkayı genis çiziyor ki oglu bu halka içinde dans edebilsin, at kosturabilsin. Erdem ve ahlaki ögretinin dısında özgür. Bu kisinin mesleki aktivitelerini düsünelim. Yasam becerilerini. Sonuna kadar azimle devam eder. Olsa da olmasa da dünyası yıkılmaz. İkinci bir senaryo var ki okul yılları basta olmak üzere yetiskinlige de uzanan bir kuklalık. Ebeveynin kendi içinde kalan uktesi, bogazında tıkalı duran nefesi, okuyamadıgı üniversite, ugrasamadıgı sanat aktivitesi, kendini herkese ispat edemeyisi içinde durur. Çocugunun bu yarım kalan hikayeleri yasamamasını ister. Lakin ona senaryoyu kendi çizer. Piyano kursu, yabancı dil edinmesi, gidemedigi yerlere çocugunu gezdirmesi, biz bunları bulamıyorduk kıymetini bil diye baslayan cümleler... Çocuk kendisinin karar vermedigi ve tercih etmedigi bir senaryoyu oynuyordur. İçinden gelmiyordur ve zorla yapıyordur. Ama nereye kadar? Bazı çocuklar bu kuklalıga hayat boyu devam ederler. Annelerinin, eslerinin ve çevrenin direktiflerine uymaya devam ederler. Kendiliklerini ve özgüvenlerini hissedemezler. Bazı çocuklar ise pasifize bir hayat tarzı, eylemlerinden zevk almamak, ders çalısmak istemenin içinden gelmeyisi, sokak arkadaslıklarına izin verilmedigi için sosyal arkadaslıklara gömülmesi ve daha provakatif nasıl bir yol seçerse... Bu yolu seçmeleri, BEKLENTİLERİN onlara iki beden büyük gelmesinden. Dogustan bilgili ve hatasız anne baba ile aynı beklentileri olan ögretmene sahip oluslarından. Sonrasında ise: Ebeveynin istemedigi herseyi yapıyordur ama ebeveynin istedigi hiçbirseyi yapmıyordur. Neden mi? Çünkü o seçmedi ki bu istekleri. Özgürlügü ancak anne babanın beklentilerini yıkarak elde etmeyi kesfetmistir.
Comentarios