Bağımlılığa yatkın oral dönemin özelliklerinin baskın olduğu kişiler için kendi beden parçalarına zarar vermek birer dopamin uyarıcılaridir. Bedenden beyne doğru acıyı ileten nöronlar ile hazzı ileten nöronlar yan yana ilerler. Acı uyarıldığında hazzı da uyarmayı öğrenebiliriz.
Süte, sevgiye, bakıma, bakışa, dokunmaya, kokuya, ninniye... doyamayan psikolojik sistem acıya doymayi öğrenir.
Acı: kumar, sigara, internet, opioid maddeler, alkol, obezite, kendini zora sokucu fazlaca konuşmalar, sürekli birşey yapma ve alma isteği, ihtiyaç fazlası alışveriş... doygunluk hissi zor oluşturan acılardır.
Kendine zarar verdiğini bildiği halde üretilen bu dopamin daha önce hiç tadilmamiştir. Köşeyi dönmek, parayı vurmak, bir anda zirveye ulaşmanin fantezisi tüm acıları çekmeye değer kılar. O acının riski uyarıcı hâline gelir(iddia, kripto para, yüksek vaatli yatırım...). Ama hayatın gerçekliğinden ve o an ki etrafındakileri kaybediyor olmaya gözler âmadır.
Aslında salt dopamin, oksitosinsiz(annesiz) olursa kuru kalabilir. İlişki olmadan, acı biberlerin ve sohbetin olduğu öğün olmadan sadece biber yemek anlamsız kalmaya başlayabilir.
Bir duygunun ana yemek olmasındansa, hayatın üzerine ekelenen baharat olmasını tercih etmek daha olgun bir sistemdir diye düşünüyorum.
Anlık mutluluklar kronik mutsuzluklar oluşturur. Oral zevkler anal bedeller ödetir 😅
Comments