Haz ile suçlulugun, korku ile cesaretin, baglılık ile isyanın, ask ile nefretin, uyum ile kaybolmuslugun, yakınlık ile mesafeliligin, övülmek ile asagılanmanın, tutuculuk ile serbesligin, sosyallik ile yalnızlıgın, kendini ortaya koymak ile utancın...

-Bu gece yazacagım -Neyi? -Atesten eli yanan çocugun atesi sevdigini Bir çıkmaz. Aynı nesne veya kisiye yönelik, elinde olmadan zihnine ve bedenine hâkim olan ikircikler. Haz ile suçlulugun, korku ile cesaretin, baglılık ile isyanın, ask ile nefretin, uyum ile kaybolmuslugun, yakınlık ile mesafeliligin, övülmek ile asagılanmanın, tutuculuk ile serbesligin, sosyallik ile yalnızlıgın, kendini ortaya koymak ile utancın... Bu ve benzeri çatısmalar psikoterapinin çalısma alanı. Hayatları zorlastıran bu çatısmalardan kurtulmak ve birini seçmek için ne yapayım sorusu sıkça soruluyor. Bunlardan birisini seçmenin sorumlulugunu baskasına yüklemek bir yana dursun, hangisi seçilse diger duygu danısanın hayatını isgal edecek. Birisini seçtigimizde zihnimiz tam ve bütün sekilde, pürüzsüz cam gibi olacagı sanısı bir kat daha zorlastırıyor bu süreci. Ne seçim yaparsak yapalım gönlümüzün bir parçası digerinde kalıyor. Oysa seçimin kendisi digerinden parça barındırıyor. Cesaretin içinde biraz korku olması gibi... Duygunun bir tanesini seçip digerinden vazgeçis gibi bir süreç yok maalesef. Birinin içinde digeri var. Uzak dogu kültürü bunu yin-yang ile metaforlastırmıs. Her ikisini de gögüsleyebilecek, yasayabilecek, tolere edebilecek olgun mekanizmalar gelistirebilmemiz dilegiyle..
Comments